Rifat Serdaroğlu (Eski Sağlık Bakanı)

Dış İlişkilerde  tek geçerli politikanın, “Karşılıklı Yarar” olduğunu, daha önce söylemiştik. Bu politikayı en güzel ifadesiyle Atatürk belirlemiş ve “Yurtta Barış, Dünyada Barış” biz Türklerin komşularımızla ilişkilerimizde  ilkemiz olmuştur. Türkiye’nin Dış Politikası, asırların süzgecinden geçen, tarihin imbiğinden damıtılarak gelen, tüm Devlet Kurumları ve Devlet Hafızasının harmanlaşmasıyla oluşan bir “MİLLİ POLİTİKADIR”. Başbakan’dan Başbakana, Bakandan Bakana değişmez, değiştirilemez. Günlük politikalar ve günlük heveslerle, değiştirmeye kalkışırsanız, ülkeye çok büyük zarar verirsiniz ve bunun altından kalkamazsınız.

Ermenistan’la yapılan protokoller bu acemiliğin, cehaletin en güzel örneğidir. Obama’ya verilen sözler sebebiyle yani ABD’nin dayatmasıyla Ermenistan’la bu protokoller imzalandı. Daha anlaşma imzalanmadan kardeş ülke “Can Azerbaycan” çekincelerini bildirdi. Milletvekillerini Türkiye’ye gönderdiler. Fakat AKP Hükümeti tarafından dinlenmediler, hatta gelen Milletvekilleri Sn. Başbakan tarafından “kışkırtıcılıkla” suçlandı. Sonunda Azerbaycan Devleti ve Azeri Milleti çok kırıldılar ve sessizliğe büründüler.

Ermenistan Anayasa Mahkemesi geçen hafta protokolleri onayladı. Ancak 18 Ocak akşamı açıkladığı sekiz sayfalık gerekçeli kararıyla, ARAP Dünyasının Yeni “Civan Delikanlısı” RTE ve figüran Bakanı Davutoğlu’nun bütün fiyakalarını bozdu.

Ermenistan Anayasa Mahkemesi açıkladığı gerekçeli kararında; Protokollerin yürürlüğe girmesi için, “diplomatik ilişkilerin kurulması” ve “ortak sınırın açılması” şartını getirdi. Ayrıca, kurulması kararlaştırılan tarih komisyonunun, “1915 Olaylarını inceleyemeyeceğini, soykırım’ın kesinleştiğini” ve tartışılamaz olduğunu kararını aldı. Birde 1921 tarihli Kars Antlaşmasını değil, 1990 dan sonra yapılan antlaşmaları geçerli sayıyordu, yani iki ülkenin karşılıklı olarak sınırları tanıma maddesini de çöpe atıyordu.

Bu kararlar Türk Dışişlerinde şok etkisi yaptı. Arap yarımadasında dolaşmakta olan Sn. Başbakan’a bu durum sorulduğunda; “ Ermenistan Anayasa Mahkemesi bu kararlarını değiştirmezse, süreç tıkanır” dedi. Dışişleri Bakanı Sn. Davutoğlu da, Ermenistan Dışişleri Bakanı’nı arayarak “rahatsız” olduğunu söyledi. Bizde çok geç uyananlara söylenen bir söz vardır; “ Akşamdan sonra, sabah şerifleriniz hayırlı olsun”.  Daima söylüyoruz, Devlet yönetiminde özellikle Dış İlişkilerde mucize adamlara gerek yoktur. Akıllı, bilgili, dünya tarihini, bölge ülkeleri tarihini ve kendi ülkesinin tarihini çok iyi bilen, danışmaya ve tartışmaya açık zeki adamlara ihtiyaç vardır. Ermenistan’la imzalanan, hatalı protokollerin sonucu kaybeden kim oldu? Oğlunun gemilerini mi kaybetti Sn. Erdoğan? Yoksa, Irak’ın üçe bölünmesi gerektiğini yazdığı “Stratejik Derinlik” adlı kitabının satış gelirini mi kaybetti Sn. Davutoğlu? Kaybeden bin yıllık devlet geleneğine sahip Türkiye Cumhuriyeti Devleti oldu. Ne mi kaybettik? Kardeşimizi, “tek Millet, iki Devlet” dediğimiz can Azerbaycan’ı kaybettik. Azerbaycan’ı ABD ve Rusya’nın kucağına attık, elini güçsüzleştirdik. Kazanan kim? Türkiye’nin Bakırköy İlçesi kadar nüfusu olan Ermenistan. Bize hem Azerbaycan’ı kaybettirdi, hem de bu protokolleri ABD’nin baskılarıyla AKP Hükümetine kabul ettirecek.

Türkiye’nin içinde bulunduğu bu sıkıntılı durumun izahı, aşağıdaki sıralamada net olarak görülmektedir;

İsmet İnönü, Adnan Menderes, Süleyman Demirel, Turgut Özal’dan------R.T. Erdoğan’a,

Fatin R. Zorlu, İ. S. Çağlayangil, Kâmran İnan, Hasan Esat Işıktan----------A. Davutoğlu’na  

Bilgi, tecrübe, birikim, itibar, kalite, nasıl isterseniz öyle mukayese edin lütfen. Bu günkü yazımızı, bir dostumuzun gönderdiği, KONFUÇYÜS’ ÜN bir dörtlüğü ile bitirelim.

BİLDİĞİNİ BİLENİN, ARKASINDAN GİDİNİZ.

BİLDİĞİNİ BİLMEYENİ, UYANDIRINIZ,

BİLMEDİĞİNİ BİLENE, ÖĞRETİNİZ.

BİLMEDİĞİNİ BİLMEYENDEN, KAÇINIZ.

Rifat Serdaroğlu