» Kies uw taal
Yurdumuzda Gelinen Nokta...

Yurdumuzda Gelinen Nokta...

Op.Dr.Murat Yıldırım Barlan (Avusturya ADD Başkanı)


Değerli üyemiz, değerli ADD dostu,

Ülkemizde yaşanan son gelişmelerden sonra aşağıda okuyacağınız bu açıklamayı yapma gereği duyduk.
 

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurup bizlere emanet ettiği Cumhuriyet temellerinden sallanmaktadır!
Yaşananlar çok ciddi bir rejim savaşı, bir Cumhuriyet savaşıdır.

Türkiye’miz karanlık bir limana doğru yol almaktadır. Bu liman bağımsızlık, özgürlük ve demokrasi limanı değil, emperyalizm limanıdır!

7,5 yıllık AKP iktidarında bugüne kadar yaşananları “Türkiye’nin demokratikleşmesi”, “askeri vesayetin sona ermesi” ve “statükonun sonu” gibi söylemlerle meşrulaştırmaya çalışanlar artık bunun aslında bir rejim savaşı, bir düzenden diğerine geçiş olduğunu gizlemiyorlar.

Demokratik yolla, sandıktan çıktığı(!) iddia edilen AKP, tüm kurumlarıyla devleti ele geçirmek üzeredir. Güçler ayrılığı ilkesini yıllar önce ortadan kaldıran bu iktidar, yasama ve yürütmeden sonra, demokrasinin olmazsa olmazı “bağımsız yargıyı” da önemli ölçüde eline geçirmiş veya baskı altına almıştır.

Bu Cumhuriyetin yıkılıp, düzenin değiştirilmesine direnen yargının bir kısmı ile Genel Kurmayın tüm çelişkilerine rağmen, Türk Silahlı Kuvvetleridir. Bu yüzden, TSK’nin ve yargının Atatürkçü düşünceyi benimsemiş, ABD ve NATO’ya biat etmemiş temsilcilerine uzun zamandır belli odaklarca üretilen düzmece tertiplerle saldırılmaktadır.

Eli kanlı teröristlerin ayaklarına çadır mahkemesi götüren ve onları -daha önceden anlaşıldığı gibi-20 dakikada beraat ettiren AKP iktidarı, F-tipi polis ve F-tipi savcıların ortaklaşa tertipleriyle yurtsever aydınlarımızı terörist gibi zindanlara tıkmıştır! Birçoğu neyle suçlandığını halâ bilmemektedir, ortada delil adına ya hiçbir şey yoktur, ya da kendi ürettikleri gerçek dışı, sahte deliller söz konusudur.

Ancak, diğer taraftan sahibinin sesi medya üzerinden bu yurtsever aydınlara mahkemesiz infaz yapılmıştır ve yapılmaktadır.
 

Ana muhalefet lideri, bu yaşananlar karşısında, “Malta sürgünleridir bunlar”, “Türkiye’de tetikçi savcı ve yargıç var” ve nihayetinde “Türkiye işgal altında” demiştir!

Amaç, bir yandan direnenleri sustururken, diğer yandan da TSK’nin önce saygınlığını sonra da direnme gücünü kırmak ve onu etkisiz hale getirmektir.

Önceleri Cumhuriyetle ve onu sahiplenenlerle bir hesaplaşma ve bazı olayların rövanşını alma gibi gözüken bu saldırının gelinen noktada devleti tüm kurumlarıyla ele geçirerek düzeni değiştirme savaşı olduğu artık açıkça ortadadır.
Dışardan içerdeki maşalara icra ettirilen bu sivil darbe, yasama, yürütme ve yargıdan sonra “dördüncü güç” olarak adlandırılan ve gelinen noktada neredeyse tamamiyle AKP’nin eline geçmiş veya ona biat etmiş medya üzerinden halktan gizlenmektedir.

AKP’nin borazanı medyada yaşanan korkunç boyutlara ulaşmış bilgi kirliliği, yalan habercilik, haber yorumculuğu, sahte gündem yaratma ve diğer bir dizi ahlaksızlıkla halkımız yanıltılmakta ve kandırılmaktadır!
 

Bugün medyada kerameti kendinden menkul bazı sözde aydınlar(!), kiralık kalemşörler olarak halkımızdan gerçekleri gizlemektedirler. Bunların bir bölümünün bu iş için AB’den fonlandıkları da belgelenmiştir!

74 gündür direnen Tekel İşçisinin haklı savaşımını görmezlikten gelenler, üniversitelerde kadrolaşma korkunç boyutlara ulaşmışken susanlar, yazar ve gazeteciler sadece AKP’ye muhalif oldukları için aylar, bazısı yıllardır Silivri zindanında yatarken üç maymunları oynayanlar, ülke F-tipi polis marifetiyle “polis devleti” haline getirilirken gözlerini yumanlar, herkes telekulakla dinlenirken işlerine geldiği için susanlar, Hrant Dink’in öldürüleceğini bildiği halde hiçbir girişimde bulunmayan polis müdürü aklanıp görevine dönerken buna ses çıkarmayanlar ve ülkede sivil bir darbe yaşanırken halkı aldatanlar “aydın” olamazlar, “Türk Aydını” hiç olamazlar! İşte bunlar her gün büyük büyük(!) gazetelerde ve renkli ekranlarda yalan ve riyalarıyla halkımızı aldatmakta, ondan gerçekleri gizlemektedirler.

Bunlar, “Mütareke Basını”nın Ali Kemal’leridirler!
Gerçekleri yazarak haddini aşan, vicdan sahibi yurtsever gazetecilerin bir bölümü ise “terör örgütü üyeliğinden” içeri tıkılmıştır!

Bugün yaşananları daha net ve açık görebilmek için sizlere Fetullah Gülen’in bundan onbeş yıl önce söylediklerini anımsatmak isteriz:

“Adliye’de, Mülkiye’de mevcut olanlar mevcudiyetlerini korumazlarsa, arkadan gelenlerin mevcudiyetini koruyamayız. Bir taraftan o kanun ve kuralları, diğer taraftan da kanun ve kural adamı olma imajını kullanmalıyız. Yani sizi gören, ‘Bunlar kurallara harfiyen riayet ediyorlar’ demeli.”

“Taa ilerilere gitmeli, can damarları içinde dolaşmalıyız. Cepheleri öğrenmeleri lazım arkadaşlarımızın. Hukuk sistemini didik didik etmeliler. Sistemin püf noktalarını bilmeleri lazım. Biz de çalışıp onları istifade edecekleri mevkilere getirmeliyiz.”

“Dikkatli olmalıyız. Erken harekete geçersek, tepemize binerler. Durmadan hazırlanmalıyız.. Zamanı gelince, uygun boşluk bulunca maratona geçeriz. Devlet memuru arkadaşlarımız kahramanlık yapamazlar. Erken vuruş yaparlarsa dünya bağlarını ezer. Bütün anayasal müesseselerdeki güç ve kuvveti cephenize çekeceğiniz ana kadar her adım erken sayılır.”

Fethullah Gülen’in bu sözleri söylemesinin üzerinden yıllar geçti...
Cumhuriyet, aklı hür, irfanı hür, vicdanı hür bireyler, Atatürkçü Düşünceyi özümsemiş ve onu sahiplenen nesiller yetiştireceğine, cemaat liderine, şeyhine, hocasına biat eden kullar ve paraya ve güce tapınan, hiçbir kutsalı olmayan ilkesiz, ülküsüz nesiller yetiştirdi! Ya da buna göz yumdu!

Polis teşkilatı tümüyle bunların elinde, savcı ve yargıçların önemli bölümü bunların emrinde veya güdümünde! Üniversitelere, sivil toplum örgütlerine, sendikalara, siyasi partilere ve daha birçok kurum ve kuruluşa el atmış durumdalar!
“Günah olduğu için evine televizyon sokmayan” hakimler var görevde artık. “Ergenekon” adını koydukları uydurma terör örgütüne Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü de açıkça dahil edip, bunu iddanameye koyabilen savcılarımız var artık. Bu savcılara, “hamiline açık çek” gibi, isim bölümü açık bırakılmış altı imzalı gözaltına alma belgesi düzenleyen hakimleimiz var artık!

Daha da önemlisi, tüm bunlara zemin hazırlayan bir AKP var!

Ancak bu AKP, kendi söylemleriyle “amaçlarına ulaşmak için kullandıkları bir tramvay” olarak gördükleri demokrasiyi yıkıp yerine islamfaşist bir polis devleti kurarken, halkın önünde demokrasi havarisi kesiliyor.
Anayasayı ve hukuku kendi çıkarları ve planları için ayaklar altına alırken, halkın önünde, “hukukun üstünlüğü”, “bağımsız yargı” laflarını ağızlarından düşürmüyorlar!

Hakkını arayan emekçiye cop ve biber gazı, onurlu hakime iftira ve hapis, Atatürkçü bilim adamlarına ve rektörlere terörist muamelesi ve zindan, ABD ve NATO karşıtı subaylara darbeci damgası, işsize küfür, yurtsevere saldırı, öğretmene beddua, doktora azar, yüksek yargıya hakaret, her türlü demokrasi düşmanlığı, yalan, dolan, talan ama diğer yandan kameralar önünde en demokrattan daha demokrat, en özgürlükçüden daha özgürlükçü ve en yurtseverden daha yurtseverlik...
 

Bu çirkin ortaoyununu, bu ikiyüzlülüğü göremez ve “kral çıplak!” diye haykırmazsak çok yakında çok geç olacak!

Cumhuriyete ve onun kazanımlarına sahip çıkmazsak, Atamızın emanetini korumamış, böylelikle de çocuklarımızın ve torunlarımızın geleceklerinin karartılmasına seyirci kalmış da olacağız.

Sevgili ülkemiz ve halkımız kimlere emanet edilmiş, “aydın” olarak geçinenler ne diyorlar ve batı Fetullah Gülen’i nasıl görüyor? Tüm bunlarla ilgili birkaç dosyayı da ekte ilginize sunuyoruz.

Değerli Atatürkçüler, tüm bu gerçekleri dile getirmeyi ve oynanan bu çirkin oyunu halkımıza anlatmayı aydın sorumluluğu olarak görüyoruz.

Avusturya-ADD, halkımızı uyarma adına yaptığımız bu açıklamayla tarihe not düşmüştür.

Umuyoruz ki halkımız tüm olumsuzluklara rağmen, bu “II.Sevr Projesi”ni görecektir ve bu tertibe “DUR” diyecektir.
Saygılarımızla,
 

Avusturya-Atatürkçü Düşünce Derneği Yönetim Kurulu adına,
Op.Dr.Murat Yıldırım Barlan (Başkan)
 

“SESSİZ,
DURGUN
BAŞI EĞİK KALMAYINIZ
UYANINIZ
MİLLİ BAĞIMSIZLIĞIMIZI ÇİĞNİYORLAR
HAKLARINIZI SAVUNMAK İÇİN BİRLEŞİNİZ
DÜŞMANIN KARŞISINA DİKİLİNİZ.
SESİNİZİ DUYURUNUZ,
BÜTÜN DÜNYAYA;
“BEN TÜRKÜM BAĞIMSIZLIK BANA ATALARIMINDAN MİRAS KALDI,
ONU SANA VERMEM”DİYE HAYKIRINIZ!
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK MAYIS–1919 HAVZA


Yorumlar

Henüz yorum eklenmedi.

Yorum ekle



Alttaki harf ve rakamları giriniz.




IP adresiniz güvenlik açısından kayıt ediliyor. (35.170.81.33)


Arama

Yazar

Akıllı Tasarım - Evrimsel Tasarım

Akıllı Tasarım - Evrimsel Tasarım

“ En büyük tehlike akılsızlığı, akıllılık olarak…

Yazının devamını okuyun »»

Quisling (Kisling) Hükümeti

Quisling (Kisling) Hükümeti

Yılmaz Çalışkan HADD Genel Başkanı  Bay (Vidkun) Quisling Norveçli…

Yazının devamını okuyun »»

SİZİN İçİN SEçTİğİMİZ